Prof. Dr. Halil ÇİVİ
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı
9 Haziran 2025
SU, SUYUN ÖNEMİ TÜRKİYE’DE SU POLİTİKALARI
ve SU SORUNU ÜZERİNE KISA ANIMSATMALAR(×)
İzmir Çiğli’de oturuyorum. Yaz geldi, sıcaklıklar iyice bastırdı.
Evimizin çevresinde, parklardaki çimenlere ve ağaçlara yeterince
su veril(e)mediğini gördüm ve nedenini park görevlilerine sordum. Bu yıl Ege Bölgesi’nde yeterince yağış olmadığını; barajların yeterince dolmadığını, gelecekte halkı susuz bırakmamak için park ve bahçelerde sulama kısıtlaması başlatıldığını söylediler.
A- Suyun Yaşamsal Özellikleri
Suyu iki hidrojen ve bir oksijenden ibaret basit bir molekül olarak algılamak, yalnızca suyu değil her türlü biyolojik canlı yaşamı ve özellikle de insanın varlığını çok hafife almak demektir.
Çünkü, tek hücreli basit canlıdan, en karmaşık yapıdaki insana dek bütün canlılar,
tüm besinlerini su aracılığı ile alırlar. Üreme, embriyonun oluşumu, evrimi, büyüme ve gelişmeler, vücuttaki organların çalışması, nesillerin sürekliliği… su sayesinde olur.
Ayrıca, her canlı, kendi bedeninde biriken işe yaramaz posaları ve vücuda zararlı toksik atıklar da yine ancak su sayesinde dışarı atabilir..
Kısacası, su salt yaşama kaynağı değildir; aynı zamanda canlılığın, her türlü yaşamın sürmesi ve sağlığın korunması için de kritik ve vazgeçilemez bir öneme sahiptir.
B- Türkiye Tarımının Su ile Olan Bağlantısı
Türkiye’deki tarımsal arazi yaklaşık olarak 23.5 milyon hektardır. Bu arazinin 8.5 milyon hektarı ekonomik sulamaya uygundur. Güncel olarak, 8,5 milyon hektarlık sulanabilir tarım arazisinin 6.2 milyon hektarı sulanmaktadır. Sulanması gereken ve henüz sulanamayan 2.3 milyon hektar tarım arazisi vardır. Sulanmayan tarım alanı, sulanması gereken tarım alanın yuvarlak olarak
%20’si kadardır. Sulanan tarım alanını toplam tarımsal alana oranlarsak, Türkiye’deki
toplam tarım arazisinin ancak % 29’u yani 1/3’ünden bile azı ancak sulanabilmektedir.
Güneydoğu Anadolu Kalkınma Projesi (GAP), Türkiye’nin en az yağış alan ve görece en yoksul bölgesini kalķındırmak için uygulamaya aktarılan çok amaçlı ve 50 yıllık geçmişi olan bir projedir. Projeye yeterli kaynak aktarılamaması, altyapı eksiklikleri, güvenlik sorunları, eşgüdüm noksanlıkları ve serbest piyasaya geçiş sonrası tarım kesiminin ihmal edilmesi vb. nedenlerle GAP’taki çalışmalar hep ağır aksak gitmiştir. Günümüzde GAP’ta tamamlanma oranı %80’dir.
C- Türkiye Su Zengini mi, Yoksa Su Yoksulu Bir Ülke midir?
Uluslararası yetkili kuruluşların ölçütlerine göre, bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için,
kişi başına düşen su miktarının yıllık 1700 m3’ü aşması gerekir. Su yoksulu ülkelerde ise
bu miktar 1000 m3’ün altındadır. Türkiye’de yılda kişi başına düşen yıllık su miktarı ise 1300 m3 olup, su rezervleri bakımından konumu, su yoksulu ülkelere daha yakındır. Ayrıca, ölçüsüz maden arama ve işletme ruhsatları ülkenin doğal bitki örtüsünün ve orman varlığının eksilmesine neden olduğu için yağış rejimi bozulmakta ve yıllık yağmur miktarı azalmaktadır. Ayrıca gelecekteki küresel iklim faciası, kuraklaşma ve çölleşme Türkiye coğrafyası için
yeni potansiyel tehditler yaratmaya adaydır.
D- Türkiye’de Optimal (en uygun ve etkin) Su Politikası var mıdır?
Optimal su politikası, bilimsel ve ölçülebilir verilerin ışığında su arzı, su talebi ve su yönetimi için; devletin, yetkili ve ilgili kamu kurumlarının, suyla ilgili sivil toplum ve kuruluşlarının;
suyu kullanan paydaşların, sayısal, ölçülebilir verilere dayalı ve her aşamadaki denetime açık, uygulanabilir, sürdürülebilir, adil bir su politikası ve planlamasının varlığını gerektirir. Ancak bu optimal su politikası için, ülke, bölge, yöre ve işletme düzeyinde birbirine eklemlenmiş
(entegre olmuş) politika, plan, program ve uygulamaların eşgüdüm içinde olmaları gereklidir.
Bu nedenle :
1- Türkiye’de bir bütün olarak, eldeki tüm su kaynakları, doğal yapı, ormanlar, iklim, toprak varlığı, kentleşme, tarım, sanayileşme, hizmetler, konut, üretim, tüketim, sağlık…
gereklerinin birlikte (bütüncül) planlanması gerekir. Plansız politika olamaz.
2- Eşgüdümlü bir su politikası için, merkezi yönetimin, DSİ’nin belediyelerin, kent planlamacılarının, ziraat odaları ve zirai (tarımsal) kuruluş sahiplerinin, su kullanan sanayicilerin, ailelerin… su kullanan herkesi su politikaları ve su yönetiminin bir parçası yapmak gerekir.
Bu durum hem su kullanım bilincinin artmasına, hem su savurganlığının önlenmesine
hem de demokratik katılımcılığa neden olur.
3- Su arzını artırma (baraj, gölet, depolama, suları kirletmeme, ağaçlandırma..) ve su istemini (talebini) azaltma (suyu savurgan kullanmama, vahşi (yabanıl) tarımsal sulamadan vazgeçme,
kapalı devre arıtma sistemleri geliştirme…) konularına kafa yormak gerekir.
4- Başta fabrikaların kirli atık suları ve tarımsal ilaçların neden olduğu su, toprak ve ürün kirlenmesini engellemek gerekir. Örneğin fabrikaların kimyasal ve biyolojik atıkları için arıtma tesisi yapmayı zorunlu yapmak. İlaçlı zirai (tarımsal) mücadele yerine , biyolojik mücadele yöntemlerini desteklemek bir zorunluluktur.
5- Su savurganlığını önleyici önlemler almak; tarımsal sulamayı vahşi sulamadan kurtarmak,
ev, işyeri su kullanım bedelleri için kademeli (basamaklı), cezalandırıcı fiyat tarifeleri yapmak. Tarımda vahşi sulama için yapılan su tarifelerini yükseltmek… Modern sulama sistemleri için ucuz kredi ve ucuz fiyat tarifeleri uygulamak gerekir.
6- Su tasarrufuna yönelik teknolojik gelişmelere duyarlı olmak. Küresel iklim değişmelerinin (iklim faciası!) etkilerini hesaba katmak.
7- Mutlaka, optimal ve etkin bir su yönetimi için bilimsel gelişmelere göre ölçülebilir ve denetlenebilir merkezi bir planlama yapmak. Çok başlılığı ortadan kaldırmak. Ayrıca su kullanımı için merkezi ve yol gösterici makro ana planın bir parçası olarak, ulusal, bölgesel ve yerel planlama ve programlar oluşturmak.
8- Türkiye’deki su savurganlığı en çok tarımsal sulamayla ilgilidir. Su kaynaklarımızın %70 kadarı tarım kesiminde kullanılmaktadır. Vahşi sulama yaygındır. Türkiye’nin tarımsal ürün çeşidi (deseni), su kaynaklarına aşırı bağımlılık göstermektedir.
- Damla sulama sistemine uygun ürün çeşitlerinin sayısı artırılabilir.
9- Türkiye’de kentlerdeki su şebekelerinden sularının evlere ve işyerlerine dağıtımını sağlayan
su şebekeleri ve kanalları sorunludur. Bu durum, suların %35-40 kadarının hedefine ulaşmadan şebeke içinde yitirildiği söylenmektedir. Ayrıca çok miktarda kaçak su kullanımı vardır.
10- Hızlı nüfus artışı, köylerden kentlere göç, ayrıca aşırı ve ani (birden) göçmen nüfus girişininin hızlanması, kentleşmenin aşırı yaygınlaşması, tatil (dinlence) alışkanlığının artması, turizmin gelişmesi, kentlerin hem içme suyu ve hem de gri su (banyo, lavabo, bahçe sulama…) talebini artırmaktadır.
11- Türkiye’de sanayi tesislerindeki kimyasal – biyolojik arıtma tesisleri yetersizdir. Olanlar da maliyet artışı ve rekabet gücünü düşürdüğü gibi gerekçelerle amaca uygun çalıştırılmamaktadır. Halbuki sanayi kuruluşlarındaki arıtma sistemlerinin “kapalı devre” olması, arıtılan suyun
aynı sanayi tesisinde yeniden kullanılması, böylece hem su tüketiminin azaltılması ve hem de
su kirliliğinin önlenmesi gerekmektedir.
12- Yeterli ve bilimsel standartlarda temiz içme-kullanma suyuna ulaşabilmek herkesin hakkıdır.
Ancak su ülkemizde hem kıt bir maldır, hem de savurgan kullanılmaktadır. Okullar dahil,
her basamakta insanların su kullanımı konusunda eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekir.
13- Türkiye’de su sorunu, yaşam boyu ve kesintisiz olarak, beşikten mezara herkesi çok yakından ilgilendirmektedir. Bu nedenle siyaset üstü bir konumda ele alınması belki de bir
“Su İşleri Bakanlığı” kurulmasını gerektirir niteliktedir. Çünkü kıtlık riski nedeniyle ileride, özellikle sınır aşan sular konusunda su anlaşmazlıkları ve su savaşları çıkabilir.
Son söz :
Susuz vatan, susuz besin, susuz ürün, susuz ekmek, susuz orman, susuz aile yaşamı,
susuz sağlık, susuz fabrika, susuz ticaret, susuz eğitim, susuz tatil, susuz yemek olmaz.
Su yoksa şeker ve tuz bile erimez.
Su yaşamın ta kendisidir. Zaten ortalama olarak beden varlığımızın %70 kadarı sudur.
Allah hiç kimseyi suyun ve ekmeğin yokluğu ile terbiye etmesin.
- SU GELECEKTİR, SU YOSA GELECEK YOKTUR.
- SU, DEVLET ve ULUS OLARAK VARLIĞIMİZİN GÜVENCESİDİR.
- SUYU BİLİNÇLİ KULLAN, GELECEĞİNE ve GELECEK KUŞAKLARA SAHİP ÇIK…
—————————————
(×) Dursun Yıldız, Dr. Hasan Hüseyin Doğan. GAP 2025, Sulama Hedefleri ve Sonuçları. Araştırma Dizisi 2; Su Politikaları Derneği, Ankara.Dr. Ahmet SALTIK : Aşağıda erişkesini (linkini) verdiğimiz sunumumuzun yansılarının da izlenmesini dileriz..
Suyun önemi güzel açıklanmış.